DENGELEYİCİ FAKTÖRLER
|
23.11.2023, 16:41
Yorum: #1
|
|||
|
|||
DENGELEYİCİ FAKTÖRLER
Geçtiğimiz hafta sonuç kadar oyun olarak da önemli bir yenilgi yaşayan Beşiktaş’ın, grubun yenilgisiz takımı ve kupanın adaylarından Paris deplasmanında nasıl bir reaksiyon göstereceği önemliydi. Kısa vadeden başlayıp orta vadeye yayılan bir kırılmanın başlangıcı olabilecek bir sıkıntının arifesinde takım, güçlü olduğu alanlara deyim yerindeyse daha da asılarak zihinsel açıdan güç depoladığı önemli bir galibiyet elde etti.
Takım istatistiği bazında Eurocup’da her alanda ilk 3 sırada yer alan bir ekip Paris Basket. Performans puanı ve bilhassa pozisyon sayısı bakımından ele aldığımızda karşımızda tempolu bir basketbolu maç başı 19.1 asist ortalaması ile nitelikli hale getiren ekip görüyoruz. Böyle bir takıma karşı tempoya hükmetme adında 2 seçeneğiniz var. Birincisi onların düzenini onlardan daha iyi oynamak. İkincisi ise tabi ki bunun anti tezi yani pozisyon sayısını düşürtmek. Tek bir faktör ile bunu yapmak zor. İki temel noktada bunu şekillendirebiliriz. İlki rakibi 24 saniyeyi büyük oranda kullanmaya zorlamak. Aslında Hamburg ve London maçlarını izlemiş Paris teknik ekibi bence bu konuyu olmazsa olmaz haline getirmedi yani şöyle ki maç boyu toplam 53 şut ile 83 sayı bulan London Lions’ın yaptığını benzerini yapabileceklerini düşündüler. İkincisi ve asıl tamamlayıcı nokta ribaunt üstünlüğü. Bakın net ribaunt üstünlüğü ve özellikle hücum ribauntlarında aktif olmak hücumu tıkanık bir takımı hem maçta tutar hem de tempoya hükmetmesine olanak verir. Kaldı ki maçın en önemli kırılma yeri burası. İkinci şans sayılarında Paris 5 sayı bulurken Beşiktaş 15 sayı çıkardı ki bu da zaten maçı sana getiren faktör oldu. Set hücumu savunması hususunda London maçı ve Paris maçından 2 önemli veriyle durumun belli oranda tablosunu çizelim. İngiliz ekibi 53 şut 23 asist ve 83 sayı ile maçı tamamlarken, Fransız takımı 50 şut 7 asist ve 68 sayıda kaldı. Eurocup’ın önemli oyuncularından olan TJ Shorts belki 22 sayı ve 25 etkinlik puanı ile maçı tamamladı ancak benzer evsafta ve fizikteki Matt Morgan’ın önceki hafta 17 sayı 8 ribaunt ve 7 asist ile yaptığı 28 etkinlik puanı kadar takımını işin içine katamadı. Özetlemek gerekirse takım 1 hafta içinde bu noktada iyi reaksiyon gösterdi. Hücum noktasında ise Beşiktaş özelinde değişen bir şey yok. Needham-Mathews ikilisinin istikrarsızlığının dengelemek adına şu an uzunlardan veya 4 numaralardan değişime başlamak zor. Bu durumda Matt Mitchell gibi fiziksel temastan kaçınmayan sahadaki beşe göre 4 numaraya çekilecek isimle beraber, kısa forvet fiziğine sahip ancak 2 numara özellikleri de barındıran Yiğit Arslan’ın katkıları direkt aynı segmentteki rakiplere karşı deplasmanlarda çok daha kritik önem taşıyor. Ben 1 numarada Berk Uğurlu için uzun süredir konuşurken Yiğit Arslan’ın en az onun kadar kritik rolde olduğunu özeleştiri yapmam gerekirse unuttum. Badalona ve Paris gibi iki önemli dış saha maçında skorlarında 70’i bulmadığı ortamda, asist bakımından takımın verimli olup olmaksızın (Badalona maçı 19 asist Paris ise 13 asist) verdiği skor katkısı maçları kazandırmaya yetti. Kısa ve orta vadede raydan çıkmamak adına Mitchell-Yiğit ikilisi skor-ribaunt alanlarında yaptıkları katkıyla Alimpijevic’in maç içinde elini rahatlatacaktır. Günün sonunda Beşiktaş kendi felsefesini rakibe kabul ettirdi ve kazandı. Her şey olup bittiğinde eksik taraflarına odaklanıp teknik bir özeleştiri yapıp yapmadıklarını ilerleyen süreç gösterecek. Sonuca giden yolda takımlar sezon boyunca değişimler göstermek zorunda. Öteki türlü tahmin edilebilir olursunuz. Yazar: Hürol Yöney |
|||
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|