HEDEFE TUTUNMAK ADINA
|
10.11.2023, 12:45
Yorum: #1
|
|||
|
|||
HEDEFE TUTUNMAK ADINA
Bir önceki hafta beklenmedik şekilde maç sonunu oynayan ve maçı rakibine hediye eden Alimpjevic ve öğrencilerini bana göre genel kanının aksine oldukça zorlu bir maç bekliyordu ki nitekim böyle oldu. Son çeyrekteki farka rağmen maç genelinde belli parametrelere karşı takımın gösterdiği teknik reaksiyonlar, sezonun şu ana kadar ki olan bölümü ve kalanı hakkında belli fikirler vermeye devam etti.
Öncelikle galibiyeti olmayan hele ki 6 haftadır maç kazanamayan Hamburg’un çıkış yapmak adına bir şekilde hedef maç olarak Beşiktaş kalibresindeki takımlardan birini seçmesi çok olası bir seçenek. Kaldı ki kadrolarında ne kadar çok yabancı olursa olsun Alman takımlar teknik ekip konusunda spordaki ekolleri ve disiplinlerine sadık kalmaya devam ediyorlar. O yüzden maçı ve rakibi bu temelde ele almak gerekir. Hamburg’un maçtaki temel stratejisi hücumda süreyi olabildiğince kullanmaktı. Bu Beşiktaş’ın savunmadaki sabrını test etmeye yönelik iyi bir sınav oldu. Onlar savunma dirençlerini de arttırmak adına bunu yapsalar da Alimpijevic’in savunma prensiplerinin maç boyu ne kadar devamlılık gösterebileceği önemliydi. Çünkü her iki takımın pozisyon sayısına baktığımız zaman günümüz basketbolunun biraz altında istatistikler görüyoruz ki belli kısa sekanslarda geri dönüş ve öne çıkma adına erken şutların atıldığı bölümleri çıkarırsak maç büyük ölçüde “ pozisyon sayısını” düşürme mantığıyla oynandı. Şimdi bunu destekleyen bir diğer veri ise ribauntlar ve bu alanda rakibin ribaunt üstünlüğü gibi salt istatistik üzerinden olaya bakmıyorum. Takım olarak bilhassa hücum ribaundu kovalama şekli ve mantığı, eğer alamıyorsan geriye ters yakalanmamak ve ilk topa baskı yaparak süreden çalma üzerine kuruluydu. Basit ve net bir mantık ama uygulamada her zaman Hamburg’un yaptığı gibi tutarlılık göremiyoruz. Yukarıdaki noktalardan hareket edecek olursak Beşiktaş’ın 3 periyot boyunca bunlara karşı sürekli ve iyi bir reaksiyon verdiğini söylemek güç. 24 saniyeyi uzun kullanma, ters eşleşme kovalama, kadrolarının iyi oyuncularını birebir de kullanacak opsiyonları hazırlamak noktasında hücum eden rakibi savunmada sıkıntı yaşandığını görüyoruz. Normalde rakibini 70’lerde tutan takım 30 dakika sonunda 65 sayıyı potasında gördü ve bunu görece kadro kalitesi düşük olan rakip yaptı. Zira maç boyu düşük pozisyon sayısını tercih etmek için her pozisyonda oyuncuların üst seviye olması gerekir. Dolayısıyla sezon ilerleyip rakipler geliştikçe bu tür tabloyu 4. çeyrekte telafi etmek güçleşir. Rakibin dışında takımın kendi iç dinamiklerinde dikkat ettiğim diğer bir husus ise 3. çeyrekte 58-49’luk skordan sonraki bölüm. Guard rotasyonuna gidip Berk Uğurlu ile oynanan dönemde rakibin geri döndüğünü görüyoruz. Şimdi bu noktada Tofaş maçının 2. yarısında farkı açan beşte sahada yer alan ve set temposu ve topun paylaşıldığı bölümde kritik rol üstlenen Berk’in aynı görevi bekleniyordu elbet. Yerli katkısının önemini vurgulayan biri olarak kesinlikle ve kesinlikle sezonun anahtar oyuncuları başında Berk gelmekte. Onun formuyla orantılı katkısı kupa ve lig yolunda olası takviyelerin ne olacağını belirleyecek. Tabi transfer veya takviye söylentilerine gelince kısa süre önce bu konudaki düşüncelerimi takıma rolünü yadırgamayacak “back up” rolünde bir saf oyun kurucu olarak aktarmıştım. Diğer bir görüş ise 4 numara takviyesi ki buna da katılırım. Ancak alınacak 4 numaranın atletik özelliklerinden ziyade saha görüşü ve pasörlük meziyetleri daha elzem zira çift 4 numaralı beşlerde kısaların tutuk kaldığı anda iç dış dengesinde bağlantıyı yapacak yegane pozisyon kendileri. Lakin böyle özelliklere sahip oyuncuyu da sezon ortası bulmak veya takımından koparmak mali ve teknik açıdan zor. Yazar: Hürol Yöney |
|||
« Önceki Konu | Sonraki Konu »
|